Öksürük! Hıçkırık! Tıksırık!
Dikkatinizi
çekebilmişimdir umarım. Çekemedin diyorsanız biraz daha rahatsız
edici sesler çıkarabilir, elimi kolumu masaya vurabilirim hatta çok
istersem bir kaçınızı beni dinlemeyenlere ne olduğunu göstermek
için cezalandırabilirim. Bütün bunları yaparım bilirsiniz.
Neyse
konumuza gelelim. “Ne yapıyorum?” bu harukülade konuyu
bulabilmek benim için çok zor oldu. İnanır mısınız bilmem ama
bu konuyu bulabilmek için ağrı dağının tepesine bir yolculuk
yaptım. Orada keşiş gibi oturmuş İbrahim Tatlıses ile
karşılaştım ve bana “buraya kadar çıkmana gerek yoktu dağın
eteğinde uçan güvercinden haber yollayabilirdin” dedi ve
çiğköfte ikram etti. Sonra uzun uzun konuştuk ve bu konuda bir
şeyler yazmamı tavsiye etti. Yani konunun fikri benim değil,
Sensei Tatlıses’in. Bunu da açıkladığıma göre iki paragraf
girişten sonra sonunda konuma, daha doğrusu soruma cevap
verebilirim.
Boş.
Evet bu kadardı. Linke tıkladığınız için teşekkürler.
(Zorlama espri de bana hiç yakışmıyor)
Şaka
bir yana bu aralar çok boş yaptığımı düşünüyorum yani boş
yapmaktan kastım sürekli içerik tüketip kaliteli veya kalitesiz
herhangi bir içerik üretmemek. Bu tanıma uyan her türlü faaliyet
boş yapmaktır bana göre. Çok kitap okuyan adam da boş yapar eğer
okuduklarını başkalarını aktarmıyorsa. Ve ben sürekli dizi
film kitap oyun tüketip evde “eheheeheh .d” şeklinde
takılıyordum. Ne diyeyim aynada kendine bakamıyorum bu sebeple.
Yazıklar olsun kendime diyorum. Bunun için kendimi asla
affedemeyeceğim. Boşa geçen gençliğim... aga bee...
Bu
duruma çok üzüldüğüm için son zamanlarda bir kaç yazılım
dili öğrenmeye başladım. Başladıklarım da sırasıyla şunlar:
python, java ve javascript. “Hepsini öğrenebildin mi?” derseniz
kesinlikle hayır derim ama bir şey yapmak istesem zorla da olsa
yaparım. İnternette bir çok kaynak var istediğim şeyi daha önce
yapmaya çalışmış adamlar var ve onların tecrübelerinden
faydalanabiliyorsun. Öğrenmişim yani az buçuk. Buradan yazılım
firmalarına duyuruyorum bana iş teklif edebilirsiniz.
Galiba bu yazdığım üçüncü veya dördüncü “ne yapıyorum”
konulu yazı. Bu sefer de size devamlı bir şekilde yazı yazacağıma
söz vereceğim ama yine sözümü tutmayacağım. Bu konu sizi
üzmese de beni üzüyor. Bloğun ne kadar bana katkısı olmasa da
buraya günlük gibi girmek güzel olay. Neyse ben bu yazıyı da
fazla uzatmadan size ara ara yazacağımın sözünü verip
bitiriyorum. Sağlıcakla kalın... ha bir de yapabilirsem
wordpress’e geçirmeyi düşünüyorum siteyi. Hayırlısı...
EmoticonEmoticon