Selamunaleyküm. Bu yazımda size yine bir üstaddan daha bahsedeceğim fakat
bu sefer bahsedeceğim üstadımız öncekiler gibi (Tesla, Faraday ve Musk) yabancı
değil de daha bizden.
Kapak fotoğrafından da anlayabileceğiniz gibi bahsedeceğim kişi Ebû’l
İz İsmail İbni Rezzar El Cezerî yani batılı kaynaklara El Jazari diye geçen El
Cezeri. Ne kadar uzun bir cümle oldu yahu. El Cezeri'ye daha bizden dedim çünkü
o da bizim gibi Müslüman. Nedense yabancı ilim adamları çok daha ilgi çekiyor
ama biz bu olayı Yusuf Cihan abi ile kırmayı düşünüyoruz. Onun bloğuna ve
Müslüman Bilim Adamları serisine buradan ulaşabilirsiniz.
Tam haliyle Ebû’l İz İsmail İbni Rezzar El Cezerî olan ama bizim yeri
geldiğinde El Cezeri yeri geldiğinde üstad diyeceğimiz müslüman ilim adamımız
ülkemizin güney doğusunda Şırnak'ın Cizre adı verilen bölgesinde doğup büyümüş.
Doğduğu dönemde (12. yy) Diyarbakır ve çevresine Artuklular hüküm sürüyormuş.
El Cezeri babası gibi, başkent olan Diyarbakır'da Artuklu Beyi El-salih
Nasuriddin Eb’ül Feth Mahmut İbn-i Mahmet İbn-i Karaaslan'ın (genel olarak o
zamanlar isimler böyle uzun galiba) yanında baş mühendislik yapıyordu. Yaptığı
çalışmaları ilk kez Artuklu Bey'ine gösteriyordu üstadımız.
El Cezeri'nin ilgilendiği dallar sanattan bilime çok geniş bir yelpazeye
sahip. Bu özelliği ile Leonardo Da Vinci'ye çok benzi... Pardon, El Cezeri
ondan bir buçuk asır önce yaşadığına göre Da Vinci'nin ona benzemesi gerek.
Evet, böyle daha iyi oldu. Tabiki El Cezeri, Da Vinci'ye göre çok çok daha iyi
bir bilim adamıydı. Şimdi neden böyle dediğimi anlayacaksınız.
El Cezeri, zamanının çok ötesinde teknolojiler geliştirmekte idi. Örneğin
bugünki kontrol ve otomasyon mühendisliğinin temelini atmıştır. Su ve buhar
basıncı ile çalışan dans eden robotlar, otomatlar, fışkiyeler, çocuk
oyuncakları, abdest alma makineleri ve benzeri bir çok buluşa imzasını
atmıştır.
Peki biz bunları nereden biliyoruz? Takriben 800 yıl önce olmuş bitmiş
şeyler bunlar. Nereden okuduk gördük? Buna bir cevabım var. Zamanın hükümdarı
El Cezeri'den yaptıklarının kaybolmaması gerektiğini söyleyerek kayda geçmesini
ister. El Cezeri yaptığı makinelerin neredeyse hepsini resimli bir şekilde bir
kitapta toplar. Resimlere baktığımızda El Cezeri'nin estetiksel olarak da bir
üstad olduğunu görüyoruz. Çizdiği makinelere bakıldığında bugün dahi neyin ne
olduğunu anlayıp tekrar yapmak mümkün. Ki zaten bununda yapmışlar. Alman
Profesörü Widemann tarafından tekrar üretilip çalıştırılmışlardır (Erlangen
Üniversitesi). Anlayacağınız hayali çizimlerden ibaret değilmiş bunlar.
Filli Saat |
Aklınıza bu kitapta neler varmış diye sorular takılabilir. Gayet normal.
Kitapta 50 aracın ayrıntılı tasarımını vermiş.Bu araçların 6'sı su saati,
4'ü mumlu saat, 6'sı ibrik, 7'si eğlence amaçlı kullanılan çeşitli otomatlar,
3'ü abdest almak için kullanılan otomat, 4'si kan alma teknesi, 6'sı fıskiye,
4'ü kendinden ses çıkaran araç, 5'i suyu yukarı çıkartan araç, 2'si kilit, 1'i
açıölçer, 1'i kayık su saati ve Amid kentinin kapısı.
Ülkemizde her şeyde olduğu gibi bu güzel olayın da değeri bilinmemiş
tabiki. El Cezeri tarafından yazılan bu kitap batılılar tarafından
topraklarımızdan kaçırılmış, kitaptaki presipleri müfredatlarına eklemişler,
içindeki makinaları yapıp fuarlarda sergilemişler. Bizde sadece konuşuyoruz
işte.
El Cezeri gibi Müslüman olan bir çok unutulmuş, hak ettiği değeri görmemiş
bir çok bilim adamımız var. Onları öğrenmek, onlar hakkında konuşmak, insanları
bilgilendirmek bizim en önemli sorumluluklarımızdan. Tarihimizin aslında ne
kadar parlak olduğunun farkına varıp bu parlaklık ile geleceğimizi aydınlatacak
yeni keşifler yapabilmemiz gerekiyor.
Aydınlık gelecekte görüşmek üzere arkadaşlar!
1 yorum:
Sanatın zanaatın ve bilimin dostu TALHA AĞAOĞLU helal olsun.
EmoticonEmoticon