Selamünaleyküm. Napıyonuz ben çikolatalı çekme helva
yiyorum. Evet çikolatalısı da çıkmış. Beni sosyal medyadan takip edenler bilir geçen hafta Kastamonu’ya gittim. Annemin dayısı ufak bir kalp krizi
geçirmiş bu sebeple ziyaret edelim dedik. Dua ederseniz sevinirim. Bu bahaneyle
ben de ilk defa Kastamonu’ya gitmiş oldum.
Öncelikle Kastamonu hakkında bilgi vermek isterim çünkü
televizyonda izlediğim gezi programları bu şekilde yapıp hunharca yemek yiyor
(bkz: herşeyi yiyen kadın ve kuzuların neslini bitiren adam).
Kastamonu, ülkemizin Karadeniz kıyısındaki bir il. Önceleri çok
daha büyük topraklara sahipmiş ama giderek topraklarını başka illere bölmüşler.
Nedenini bilmiyorum ama böyle daha iyi. Eğer gördüğüm harita doğruysa
Karadenizin %50’si Kastamonu’ymuş.
Turistik bölgesi çok olan Kastamonu’nun ben sadece İnebolu ve bizim köyü
(Küre) gezdim ama bunlar haricinde saat
kulesi vs de var. Eğer giderseniz gezin oraları. Bunlar haricinde Kastamonu’da
köçekler var. Ya hangi akla hizmet böyle bir şey yaptılar hala anlamış değilim.
Koca koca bıyıklı adamlar etek giyip oynuyor. Tamam İskoçya’da da böyle
yapıyolar ama onlar normal kıyafet olarak giyiyor hiçbiri dans etmiyor arada
fark var. Kastamonu oldukça muhafazakâr olmasına karşın buna nasıl hoşgörülü
bakıyorlar tuhaf bir şey. Neyse onun haricinde Kastamonu’nun kendine özel dedikleri
yemekleri de var. Mesela mantı (kayseri
?), etli ekmek (Konya?), çekme helva, tarhana (çorbaları üstadı), kuyu
kebabı, simit (sert bişi). Aklıma gelenler bunlar ama internette çok daha
fazlası var. Başka ne anlatılabilir bilmiyorum ama güzel şehir. Her yer
yeşillik. TOKİ ne ev yapar oraya bee.
Neyse efenim Cuma akşamı yola çıktık yavaş gittik cumartesi
sabah 7 gibi köye vardık. Ben ısrarla uyumadım ama çok kötü bir şey uykusuzluk
mal gibi oluyorsun. Evdeki diğer 21343848432 kişiyle kahvaltı yaptık. Beni
biraz gezdirdiler (20 dk köyü gezdik ağaçtan meyve yedik) sonra eve geri döndük
annemin dayısını beklemeye başladık. Neden? Çünkü hastanede. Neyse efendim
geldi oturduk konuştuk biraz. Sonra ineboluya indik. Kiren aldık. Zeytin gibi
ama kırmızı ve ekşi. En basit böyle tanımlanabilir. Bu meyveden kiren tarhanası
veya marmelat yapılıyor. Yıkayıp direkt
de yiyebilirsiniz. Bahsederken ağzım sulandı. Sonra ben arabaya uyumak için
gittim. Orada hunharca uyumuşum. Uykum varsa demek ki. Akşam ezanına çağırdılar
gittim eve biraz daha oturup yattık. İlk günüm böyle geçti yani. Tamam uykumu
aldım uyumayacağım dedim ama maalesef uyumuşum. Sabah 7’de kalktım. Neden?
Çünkü oksijen bol orada uykunu alabiliyorsun. Tekrar kahvaltı vs derken gitme
vakti geldi. Hazırlandık yola çıktık. Giderken Şeyh Şabanı Veli Hazretlerinin
türbesini ziyaret ettik, asa suyu doldurduk. Çekme helva aldık. Sonra bişi
yapmadık İstanbul yoluna koyulduk.
Kastamonu yolculuğum bundan ibaretti. Bol bol fotoğraf
çekmeye, anın keyfini çıkarmaya çalıştım ama o namıssız sinekler izin vermedi.
Yine de çektiğim fotoğraflardan bazılarını Instagram’a atacağım oradan
bakabilirsiniz.
Peki bu yolculuktan ne çıkardım? Yolculuk gezmekten daha
zevkli. Köye gideceksen otelde kalacaksın. Köydeki insanlar daha samimi.
Köydeki köpekler daha uysal (garip bir şekilde). Yola çıkarken yanına yeteri kadar su al. Yola
çıkarken cips al. Başka ders çıkarmadım galiba. Birde her yerde internet
çekmiyor o kötü bir şey. Özellikle Kastamonu’da Türk Telekom çekmiyor. Yetkililer
halledin onu. (yetkililer : tamam)
Düşünüyorum ama anlatacak başka bir şeyim yok yav. Bir şey
yapmadık 2 gün. Hasta görmeye gidince başka bir şey yapamayız zaten ondan
galiba. Neyse efenim benim ilk Kastamonu maceram da böyle oldu. Gitmedik
gezmedik demeyiz en azından.
2 yorum
bir kaç tane resim ile destekleseydiniz yazınızı bizde nasiplenirdik doğa güzelliğinden..
yeni keşfettiğim ancak, severek takip ettiğim bir blog'unuz var .. başarılarınızın devamını dilerim.
Instagram hesabımdan resimlere ulaşabilirsiniz :)
EmoticonEmoticon