-->

bilmiyorum

- Nisan 14, 2018



Selamünaleyküm sevgili ve bir o kadar da saygılı okuyucum. Nasılsın? İyisin değil mi? iyisindir iyi, yaşıyorsun bu hayatı. Ben iyiyim yâda en azından öyle hissediyorum. Bu yazıyı yazarken aklımda size anlatabileceğim herhangi bir konu yok, ne yazacağımı bilmiyorum. Öylesine dümdük açtım Word dosyasını. Başlığını bile daha koymadım daha çünkü ne yazacağımı bilmiyorum.
Yazmak için ne yazacağını bilememek bunun için plan yapmamak daha mı iyi olur acaba? Belki düşüncelerim o ince delikli filtrelerden geçmeden size ulaşır ve sizde beni yazdıklarımın samimiyetini sorgulamazsınız. Gerçi kimse daha sorgulamadı ama neyse…
Bu aralar daha farklı şeyleri de bilmediğimi fark ediyorum. Mesela insan neden değişir, bunu bilmiyorum. Bilmek istiyor muyum, bilmek beni tatmin edecek mi? onları da bilmiyorum. Fakat insanın kendisini, davranışlarını, yakın arkadaşlarına karşı veya ilk defa gördüğü hiç tanımadığı bir insana karşı olan davranışlarını neden değiştirir, buna gerçekten değecek olan şey ne merak ediyorum. Çünkü bu bana çok garip geliyor. İnsanın önceliklerinin değişmesi bu kadar kolay mı? Veya farklı bir çevreye girdiğinde eski çevrenle olan ilişkilerinin tamamen kesilmesi mi gerekiyor? Bilmiyorum sayın okuyucu, gerçekten bilmiyorum. Salinger, "Bazı şeyler olduğu gibi kalmalı. Elinizde olsa da onları büyük cam vitrinlere koyup oldukları gibi kalmalarını sağlayabilseniz."  Demiş. Bence çok da doğru söylemiş.
Konumuz belirmeye başladı gibi. Bu yazımda size bilmediğim şeylerden bahsedeceğim. Bu zamana size hep bildiğim şeylerden bahsettim, başka insanlar da bunlardan bahsetti. Bilmediğin şeylerden bahsetmek acaba nasıl bir şey? Bakın bunu da bilmiyorum ama yazının sonuna kadar öğrenmiş olurum.
İnsanın kendisine nasıl düşman olabileceğini de bilmiyorum. Düşman olduğunu biliyorum ve bunu yapıyorum da ama nasıl olduğunu anlamıyorum. Hangi insan bunu yapar ki? Ben yapıyorum galiba. Kendime başka insanların verdiğinden, verebileceğinden daha fazla zarar veriyorum. Detaylarına girmek ister, size bundan nasıl kurtulunacağını gerçekten anlatmak isterdim, eğer bu bilgiye sahip olsaydım.
İnsanların neden kendisinin olmadığı gibi davrandığını bilmiyorum. Her gün olmadığı gibi davranan ve bu davranışların üzerinde çok yapay durduğu bir ton insanlar karşılaşıyorum, belki de karşılaşıyoruz. Adımlarını atışları, içtiği meşrubatın bardağını tutuş şekli, gülüşü, arkadaşlarıyla yaptığı espriler hiç biri ona ait değil. Kendi bedeninde başkalarının davranışlarını uyguluyor ve bu cidden çok komik ilerleyen zamanlarda ise çok iğrenti duruyor. Bir insanın kendisi olması, olduğu gibi davranması neden bu kadar zor ki? Popülerin kültürün dayattığı davranışlar içerisinde bulunmak insana neden mutluluk sağlar? Galiba biliyoruz bunların cevaplarını biliyoruz. Galiba bunun sebebi toplum tarafından kabul görme isteği, dışlanmaktan korkma. Evet, kendi kendimize cevabımızı bulduk.
Bu arada konuyla bağlantısı olmasa da size bir şeyler anlatmak istiyorum. Şu an okuduğunuz konuyla alakası olmayabilir ama bundan önce okuduğunuz konuyla alakası var yani konuşmak üzerine olan yazıyla. Konuşmak arkadaşlar cidden çok önemli bir ihtiyaç. Gerçekten gerçekten çok önemli bir ihtiyaç ve bunu ciddi anlamda karşılayabildiğimi düşünmüyorum. Bakın karşılamak için buralara yazıyorum yâda ne bileyim sosyal medyada gevezelik ediyorum, olmadı darlayacak kadar samimiyetim olan insanlara seri mesajlar atıyorum. Etrafımda beni dinleyecek adamların olmaması yâda en azından dinliyor gibi yapacak adamın olmamasının eksikliği bana kendini bu sıralar çok hissettiriyor. En yakınlarına gerçekten içinden geçenleri söyleyememek, bu içinden geçenlerin onları üzecek belki de sana karşı olan bakışlarını değiştirecek olması çok üzücü bir şey. Örneğin ben buraya çok rahat bir şekilde yazıyorum bunları çünkü en yakınımdaki insanlar buraya bile açıp okuma zahmetini göstermiyor. Benim içimden geçenleri, gerçekten düşündüklerimi öğrenmek istemiyorlar ya da bilmiyorum dışarıdan çok mu rahat görünüyorum? Ben aynaya baktığımda rahat birisini değil de içten içe kendini yiyen birisini görüyorum, galiba onlar bana baktıklarında her işi yolunda giden en büyük sıkıntısı yolda geçirdiği uzun ve verimsiz vakit olduğunu düşünüyorlar. Neyse düşünsünler bakalım yakınımızdakiler yakınımız olmazsa bizde uzaktaki, bir çay bile içmediğimiz insanları yakınımız ilan ederiz. Gelin sarılalım.
Aniden gelen dertleşme ihtiyacımı da giderdiğime göre konumuza devam edebiliriz. Neydi? “Bilmediğimiz konular!” Aferin okuyucu yazıyı takip ediyorsun. Şimdiki ve son bahsedeceğim bilmediğim problem insanların neden dinlemediği! Ah, evet dertliyim.
Birisinin bir başkasını dinlememe sebebini bilmiyorum. Düşünüyorum bakın ama mantıklı bir sebep bulamıyorum. Farklı bir dilde konuşsa bir ihtimal dinlemez ama aynı dilde konuşan iki insan neden birbirini dinlemez gerçekten anlamış değilim. Sorular da sormayacağım size sorusu bile saçma oluyor. Neyse hayırlı geceler size.


5 yorum

avatar

Güzel yazı ama biraz uzun olmuş gibi part part ayırıp daha ayrıntılı olabilir.Ama şimdiye kadar okuduğum en samimi yazı diye düşünüyorum.Daha ilginci gelir diye takibe alıyorum hemen.Sayfamı takip etmen dileği ile:):):)
https://drcep.blogspot.com.tr/2018/04/power-bank-tasmay-tarihe-karstrcak.html

avatar

Niye bilmiyorum ama cidden hoşuma gitti

avatar

Yazı yazmak güzel bir iç dökmedir.

avatar

Sonlara doğru sanki bir toplum eleştirisi... Neden kimse birbirini dinlemiyor ve bunun nedenini anlamıyorum. Tebrikler, çok güzel

avatar

Ah şu kafamızdaki bitmek bilmeyen sorular. Bazen düşünürken kayboluyor insan ve yazınız güzel olmuş elinize aglisa


EmoticonEmoticon

 

Hmm Arama

-->