Selamunaleyküm
sayın okur. Bugün sizinle "insan ne ile yaşar?" sorusunu
cevaplandırmaya çalışacağız.
Çalışacağız diyorum çünkü aklımda size sunabileceğim
net bir cevap yok, birkaç tane var. Zaten onlar da sizin bana çeşitli iletişim
araçlarıyla yolladığınız cevaplar. Çoğul eki kullanmamın sebebi de budur. Olaya
sizi de dâhil ettim.
Öğretmenler bize test çözerken her zaman ilk önce
soruyu dikkatle okumamızı daha sonra cevabı bulmak için uğraşmamızı söyler. Bu
taktiğin işe yaradığını düşünürsek ki yarıyor da, burada da uygulamalıyız.
Sorumuz bizden insanın ne ile yaşadığının cevabını istiyor. Hepimizin aklına
yeme, içme, barınma gibi temel ihtiyaçlar gelebilir ancak bunlarla hayvanlar da
yaşar. Soruyu soran bizden özellikle insanın ne ile yaşadığını istiyor. İnsan
diğer varlıklardan farklı ve onlardan özel olduğuna göre yaşaması için daha
farklı ve özel bir şey lazım. Yani bizden insanı insan yapan şeylerden
bahsetmemizi istiyor.
Peki, nedir bu insanı insan yapan şeyler? Memeli
canlıların en zekisi olmamız bizi insan yapmaya yetmeyeceğiniz hepimizi
biliyoruz. Bize yukarıda da bahsettiğim gibi daha özel şeyler lazım. Mesela
insan hariç hiçbir canlıda ahlak göremezsiniz, onlar bizim gibi ahlak
değerlerine sahip değildirler. Fakat bu sorumuzun cevabı olamaz. Biz bu cevabı
karşılaştırma ile elde ettik. Neyse başka açıdan bakalım.
Biliyorsunuz bu isimde bir kitap var, Tolstoy'un
yazdığı. Tolstoy, bize kitabın isminde de olduğu gibi sorar: İnsan ne ile
yaşar? Tolstoy, bizimle birlikte bu sorunun cevabını kitap boyunca çeşitli
hikâyelerle arar. Bize her hikâyede bu soruyu tekrar tekrar sorar bakalım
bulabildik mi diye. Artık bizim bulamadığımızdan mıdır nedir Tolstoy bize
insanın ne ile yaşadığını kitapta söylemiş. Tolstoy'a göre insan
"sevgi" ile yaşarmış. Sevmeyen, sevilmeyen insan yaşar sayılmaz
dermiş.
Yaşamında sevgi bulunmayan insan yaşıyor sayılmaz. Bu
sevgi bir insana olmak zorunda değil tabii ki. Bir kediye, bir tavşana, bir
balığa da sevgi duyabilirsiniz. Yapmakta bulunduğunuz şeyi seviyor olabilirsiniz.
Sevgiyi sadece karşı cinse dair olan bir duyguya indirmek bu duyguyu
basitleştirmek, dolayısıyla hayatı da basitleştirmek olur. Hikâyede anlatılan
Mecnun bile Leyla'yı değil, Leyla'yı sevmeyi sevdiğine göre çok da şey yapmamak
lazım.
Tolstoy yanlış söylememiş aslında. Sadece eksik
söylemiş. İnsan sadece sevgi ile yaşayamaz. İnsan saygı ile yaşar,
sorumluluklarıyla yaşar, öfkeyle yaşar, mutlulukla yaşar, güven ile yaşar ve
bence en çok da umut ile yaşar.
Neden en çok umutla yaşar? Çünkü yarına dair umudu
kalmamış insan, umudunu kayıp ettiği vakit yaşamayı bırakır. O artık sadece
nefes alıp veren bir canlıdır. Kalbi tekrar umut ile dolana kadar yaşamaz o
insan. Bir sonraki sabah önceki sabahlardan daha güzel olmalıdır. Bir sonraki
güne bir amaç ile kalkmalıdır. İnsanın bir amacı olması demek, bir şeyleri
anlamlandırıyor demektir. Hayatı anlamlandırıyor, yaptıklarını anlamlandırıyor,
yaşadığı veya yaşayacaklarını anlamlandırıyor, bir şeyleri idrak edebiliyorsa o
insan yaşıyordur.
Ya da bakın
şöyle diyebiliriz. Açıkçası çok da hoşuma gitti bu deyiş. İnsan hevesle yaşar.
Evet, insan hevesle yaşar. Önce yürümeye heves eder, sonra konuşmaya, sonra
okula gitmeye. Daha sonra hedeflerini yani heveslerini büyütür, üniversiteye
gitmeye karar verir. Belki biraz büyür kendi işini kurmaya heves eder. Dünyayı
gezmeye heves eder. Heves ettiklerinin yapabildiğini yapar, yapamadıkları
kursağında kalır. Kursağında kalan her heves ona ağırlık yapar, yaşarken ona
köstek olur. Yapamayacağımız şeylere heves etmemek gerek o halde. Fakat bu da
çok zor ne yazık ki.
Ben buraya
daha bir çok madde ekleyebilir, insanın "bak bu olmadan yaşayamazsın"
dediğim bir sürü kavram sıralayabilirim fakat yapmayacağım. Neden? Çünkü neden
yapayım? Yazdıklarım belki bir kısmınıza gereksiz gelmiş olabilir,
sorumluluklara sahip olduğu bir yaşam ona saçma gelebilir. Kişiden kişiye
değişebilecek şeyler söyledim yukarıda. Eğer değişmeyen varsa o da Tolstoy'a ne
kadar eksik demiş diyerek ayıp etsek de onun dediği gibi "sevgi"dir.
İnsan, sevdiği şeyi yaptığı sürece yaşar, sevdikleri ile birlikte olduğu sürece
yaşar. Diğer türlü hayat ona zulüm olur. Descartes'in bununla ilgili bir
hikâyesi vardı, size anlatsam çok güzel olurdu ama anlatmayacağım artık onu da
başka bir zaman anlatırım.
Hayırlı
yaşamalar! Umarım geri kalan hayatınız hep yapmaktan hoşlandığınız şeylerle
geçer.
2 yorum
Teşekkürler batman,
insan karma karışıktır ancak kullanma kılavuzuna göre yaşar
tabii bence...
en etkili sağlam yaşam koşulu da budur
Kılavuza yönelmek duasıyla
Allah razı olsun üstad
Bazen benim için eski bir tanıdık olduğunu düşünüyorum güzel dostum
EmoticonEmoticon